İnsan, insana yarasından dokunur
Sohbetine doyum olmayan insanlar vardır. Böyle saatlerce konuşsanız hatta saatlerce dinleseniz de sıkılmayacağınız insanlar... Dertli insanlar olur bu insanlar genelde, yarası olan insanlar. Yürekten konuşurlar hep, yürekleri ağızlarındadır onların. Konuşurlar öylece, saatlerce konuşabilirler, bazen gözleri dolar anlatırken bazen dalar giderler uzaklara, anılara, kaybettiklerine... Anlasın isterler karşısındaki insanın onu, ama o da bilir ki yaşanmadan anlaşılamayacağını bazı şeylerin. Diyor ya şair; "İnsan yarasından okunur sevgili dostum. Ve yarası olan insan, insana yarasından dokunur." tam da öyle işte. Kırık olur kalpleri hep onların, ya hep bir yerlerde bıraktıkları vardır ya da hep bir yerlerde bırakılmışlıkları. Ondandır hayata olan küskünlükleri. Kırılmanın ne demek olduğunu en iyi onlar bilir, o yüzden kırılsalar bile kırmazlar hiç. Hevesleri kursaklarına tıkılmıştır hep. Bir yerlerde bırakılmış, kırılmış, unutulmuşlardır onlar hep. Kırmaz, unutmaz, bırakmazlar onlar geride koca bir enkaz bırakacaklarını bilirler çünkü. Nerde dertli bir insan görürseniz oturun yanına dinleyin onu ama ona seni anlıyorum demeyin çünkü onları anladığını söylemek dertlerini küçümsemek, yaralarını tekrar kanatmaktır. Sadece dinleyin. Dinlemek; pek çok insan bilmez ama bir insanı hiçbir şey yapmadan sadece dinlemek onun için bir ilaçtır. Çağımızın insanı dinleyecek kimsesi olmadığı için bu kadar yalnız değil mi zaten?
Yorumlar
Yorum Gönder