Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu kadar güçlü durabilmek yoruyor insanı

Çok kaybettim... Sevdiklerimi, hayallerimi, hayatımı, en çok da kendimi. Bu kadar kaybeden biri olarak bu kadar güçlü durabilmek yoruyor insanı. Ve bu kadar kaybetmek yeniden başlamayı oldukça zorlaştırıyor, “ya bir daha” ile başlayan cümleler yüzünden. Cevaplanmamış sorular yoruyor, belirsizlikler yoruyor, beklemek yoruyor, anlaşılmamak, duyulmamak, görülmemek yoruyor, can yakıyor. Koca dünyaya, bu kadar insana karşı yalnız savaşmak yoruyor. Mutsuzluklar yoruyor, kabullenişler, ümitsizlikler yoruyor. Bu kadar yorgunluktan sonra insana bir şey kalmıyor, geriye dönüp “ben nasıl bu kadar dayanabildim” demekten başka bir şey gelmiyor elinden, dilinden. Gözlerdeki yorgunluk, yüzdeki kırışıklıklar, saçlardaki aklar değil miydi insanı anlatan? Onlardı anlatan evet ama var mıydı bir dinleyen, gören, duyan? Hikâyesi burda başlıyor insanın. İnsan en çok da görülmediğinde, duyulmadığında, anlaşılmadığında dertliydi, kederliydi. İşte bu yüzden küsmüştü dünyaya, insanlığa en çok da kendine. İşte b...

yıllar sonra

Yıllar sonra karşılaştık onunla göz göze geldik yüzünde suçluluk psikolojisi vardı keşke der gibi suskunca bakışmıştık o an içi kan ağlıyordu bunu görebiliyordum sarılmak istedim ayaklarım adım atacak derman bulamadı bedenim hisssizleşmişti düşüncelerim o artık yabancı diye beynimi çiviliyordu hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi gençlğimden eser kalmamıştı saçlarım ağarmıştı fakat o hala çok güzeldi saçları ve gamzeleri hiç değişmemişti tek bir söz söylemek istemiştim kuruyan ağzım buna engel olmuştu hiç birsey yapamadan saatlerce oradan ayrılamamıştım o yine son bakışını atarak çekip gitmişti saatler isyan edercesine yelkovanları dövüyordu gece hıçkıra hıçkıra bana ağlıyordu aşk artık terketmişti yüreğimi yeminler göğsüme vura vura vazgeç diyordu İşte O an söz vermiştim kendime bir daha asla sevmeyecektim...